İZMİR – 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Periyot Milletvekili Genel seçimlerine 5 gün kaldı. Bu kapsamda İzmir’de seçim çalışmalarını sürdüren siyasi partilerden biri de Türkiye İşçi Partisi (TİP).
TİP 2’inci bölge aday listesinde dikkat çeken adaylardan biri olan paklık personeli Hoş Öztürk, 11 yıldır Çiğli Belediyesi bünyesinde çöp topluyor. 11 yıl boyunca birçok hak arayışı uğraşı içerisinde yer alan Öztürk ile seçimi ve adaylık sürecini konuştuk.
‘YILLARDIR YOK SAYILDIK’
Neden milletvekili adayı oldunuz?
Yıllardır biz işçiler siyaset sahnesinde yok sayıldık, görmezden gelindik. Para babalarına, sermaye sahiplerine oy verdik ve bizler için bir şeyler yapsınlar diye bekledik. Onlar da elde ettikleri bu gücü halkın, işçilerin lehine değil kendileri için kullandı. Bizi bizden daha âlâ kimsenin temsil edemeyeceğini düşündüğüm için milletvekili aday oldum.
‘TİP LİSTELERİNDE AKP TARAFINDAN MAĞDUR EDİLENLERİ GÖRÜYORUZ’
Neden Türkiye Personel Partisi’nden aday oldunuz?
Her şeyden evvel ben bir işçiyim. Türkiye İşçi Partisi ile üzerimde grev gözcüsü önlüğü varken tanıştım. Sonra da ne vakit hakkımızı aramak için gayret etmeye başlasak Türkiye İşçi Partisi daima bizim yanımızda oldu. Bu partinin söylediği ile yaptığı bir. Yıllardır bu seçimde oluşacak milletvekili listelerinde hak gayreti yürüten beşerler, çalışanlar, aktivistler olacağını söyledik. Bugün TİP’in listelerine baktığınızda sendikalaştığı için işinden atılan, tabiatını arsız müteahhitlere karşı koruyan, hukuksuz KHK’lar ile sorgusuzca işinden edilen, üniversitesini savunduğu için şiddet gören, cinsel kimliği nedeniyle ötekileştirilen hülasa AKP iktidarı tarafından mağdur edilen lakin direndiği alanlardan bir adım geri basmayan insanları görüyoruz.
Ayrıca Türkiye İşçi Partisi, yıllardır siyaset sahnesinden uzak tutulmaya çalışılan, “siz kendi işinize bakın” denilen işçiler, çiftçiler, öğretmenler, bu ülkede ay sonunu sıkıntı getiren, yok sayılan kim varsa Meclis’e davet etti, “Kendi sesinizi kendiniz duyuracaksınız, bir kahraman gelip sizi kurtarmayacak” dedi. Ben de bu davete kulak verip bir kurtarıcı beklemeyerek, çalışanın kaygısını en düzgün bir personel bilir diyerek Türkiye Personel Partisi’nden milletvekili adayı olan onlarca çalışandan biriyim.
21 yıldır devam eden bir saray rejimi var. Elbette önümüzdeki seçimlerde bu saray rejimini yıkacağız ancak devamında da onlardan hesap sorulması gerekiyor. Bugün muhalif görünen lakin geçmişte AKP’nin hukuksuz uygulamalarından sorumlu isimleri görüyoruz kimi partilerin milletvekili listelerinde. Bu isimlerin yaşanan hukuksuzlukların hesabını sorması mümkün mü? İşte o hesabı soracak parti de TİP’tir, TİP’in içinde bulunduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’dır.
‘BU SEÇİMİ KRİTİK KILAN AY SONUNU GETİREMEYENLER’
İktidar da muhalefet de 14 Mayıs 2023 seçimine farklı bir kıymet atfediyor. Sizce bu seçimi kritik kılan ne?
Bu seçim bir varlık yokluk seçimi. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken yapacağımız tercihle ya yüzünü halka dönmüş, hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin hükümran kılındığı, çocukların yatağına aç girmediği, gençlerin iş bulamadığı için ülkesini terk etmediği bir ülkeyi tekrar inşa edeceğiz ya da beşli çetesiyle, bayan düşmanı siyasetleriyle, kendileri semirirken halka dayattıkları sefalet siyasetlerine bir daha vize vereceğiz.
Bu seçimi kritik kılan ay sonunu getiremeyenler, çocuklarına okula giderken harçlık dahi veremeyenler, tarlasını süremeyenler. Elhasıl bu seçim sülale periyodunu sürdürmeye çalışanlarla onurlu bir hayat sürmeye çalışanların seçimi. İnanıyorum ki bizler birleşip bu sülale bölümünü bitireceğiz ve halkın iktidarını kuracağız.
‘İNSANLAR GELİRLERİ İLE HAFTAYI GEÇİRMEKTE ZORLANIYORLAR’
Size nazaran Türkiye’nin en büyük sıkıntıları nelerdir?
Türkiye’nin en büyük sorunu şu an açıkçası hukukun yerle bir olması. Yürütmenin yargıyı ele geçirmesiyle birlikte ekonomik çöküş de başladı. Ayrıyeten yurttaşlar eğitim, sıhhat üzere temel gereksinimlere ulaşmada büyük zorluklar çekiyor. Bu hizmetler büsbütün ulaşılabilir ve fiyatsız olmalı. Bugün barınma da çok önemli bir sorun haline geldi. Herkes sarsıntıya sağlam, insan onuruna yaraşır konutlarda oturmalı. Yaşadığımız son zelzeleler bunu bir sefer daha gösterdi. Rant uğruna on binlerce yurttaşımız ömrünü yitirdi. Sendikal özgürlükler büyük tehdit altında. Taban fiyat ortalama fiyat haline gelmiş, çalışanların büyük kısmı taban fiyat alıyor. Beşerler gelirleri ile bırakın ayın sonunu haftayı geçirmekte zorlanıyorlar.
‘KÖLELİK SİSTEMİNİN KALDIRILMASI İÇİN ÇABA EDECEĞİM’
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz, milletvekili olduğunuz takdirde birinci olarak hangi çalışmaları hayata geçireceksiniz?
Laik bir Türkiye hayal ediyorum. İnsanların ay sonunu getirebildiği, kazandıkları para ile yalnızca karınlarını doyurmakla kalmayıp onurlu bir hayat sürebileceği, kimsenin ömür usulüne müdahale edilmeyen, gençlerin hayal kurabildiği, kutuplaştırılmayan, kimsenin yok sayılmadığı bir Türkiye hayal ediyorum. Milletvekili olduğum takdirde bir personel olarak birinci evvel bordrolu çalışanların üzerindeki ağır vergi yükünü ve taşeron denen kölelik sistemini kaldırılması için gayret edeceğim.